Bu siteyi, herşeyden önce yemek yapmaktan keyif aldığım, gece yarısı bile kalkıp yemek yapacak kadar yemek yapmayı sevdiğim için kurdum. Yemek yaparken, her şeyi hatta kendimi bile unuttuğum için kurdum. Yemek yapma konusunda kendimi geliştireyim diye kurdum. Bu alemde benim de adım olsun diye kurdum… Benim gibi yemek yapmayı sevenler için kurdum. Stres atmak için yemek yapan, yemek sitelerinde saatlerini harcayan, tariflerini cicili bicili sayfalara not edenler için kurdum. Bildiğim birkaç püf noktası varsa paylaşayım diye kurdum. “Bugün ne pişirsem” sorununa bi nebze çözüm olsun diye kurdum. Yaptığım yemek tariflerini eşe dosta buradan yollayım diye kurdum. Sık sık çağırdığım misafirlerime hazırladığım sofraları herkesle paylaşayım diye kurdum. Ve son olarak….Yemek sitesi kurmamı bekleyen ve beni yüreklendiren tüm dostlarım için kurdum. Bir kaçını bile başarabilirsem ne mutlu bana…

20 Eylül 2010

2010'un İlk İftar Yemeği

Bu iftar yemeği biraz kozmopolit bir yemek oldu; zira yemekte suşi ve çiğ köfte bir aradaydı. Menümüzde pirinç çorbası, kuru köfte, salçalı makarna, suşi, çiğ köfte, zeytinyağlı taze fasülye, fırında peynirli kabak ve çoban salata vardı.
Bu menü içinden fırında kabak, en kolay ve lezzetli yemekti bence. Kabakla ne yapacağına bir türlü karar veremeyenler için pratik bir tarif bu.
Malzemeler: Kabak, dereotu ve beyaz peynir.
Hazırlanışı: Kabakları resimdeki gibi ikiye bölüp, içlerini bir kaşıkla ya da kabak oyacağıyla sandal gibi oyun. Dereotuyla peyniri karıştırıp kabakları doldurun. Hafif ısıda üzerleri pembeleşene kadar pişirin.
Not: İçinden çıkardıklarınızı da mücver yapımında değerlendirebilirsiniz...

Hiç yorum yok: